20/07 Süleyman'ın Özdeyişleri 25-27
[tr] Süleyman'ın Özdeyişleri 25-27
25:1 Bundan sonrakiler de Süleymanın özdeyişleridir.
Bunları Yahuda Kralı Hizkiyanın adamları derledi.
2 Tanrıyı gizli tuttuğu şeyler için,
Krallarıysa açığa çıkardıkları için yüceltiriz.
3 Göğün yüksekliği, yerin derinliği gibi,
Kralların aklından geçen de kestirilemez.
4 Cürufu gümüşten ayırınca,
Kuyumcunun işleyeceği madde kalır.
5 Kötüleri kralın huzurundan uzaklaştırırsan
Kralın tahtı adaletle pekişir.
6 Kralın önünde kendini yüceltme,
Önemli kişiler arasında yer edinmeye çalışma.
7 Çünkü kralın seni bir soylunun önünde alaşağı etmesindense,
Sana, ‹‹Yukarıya gel›› demesi yeğdir.
8 Gördüklerinle hemencecik mahkemeye başvurma;
Çünkü başkası seni utandırabilir,
Sonra ne yapacağını bilemezsin.
9 Davanı doğrudan komşunla gör;
Başkasının sırrını açıklama.
10 Yoksa işiten seni utandırabilir
Ve bu kötü ün yakanı bırakmaz.
11 Yerinde söylenen söz,
Gümüş oymalardaki altın elmafö gibidir.
12 Altın küpe ya da altın bir süs neyse,
Dinleyen kulak için bilgenin azarlaması da öyledir.
13 Hasatta kar serinliği nasılsa,
Güvenilir ulak da kendisini gönderenler için öyledir.
Böyle biri efendilerinin canına can katar.
14 Yağmursuz bulut ve yel nasılsa,
Vermediği armağanla övünen kişi de öyledir.
15 Sabırla bir hükümdar bile ikna edilir,
Tatlı dil en güçlü direnci kırar.
16 Bal buldun mu yeteri kadar ye,
Fazla doyarsan kusarsın.
17 Başkalarının evine seyrek git,
Yoksa onları bezdirir, nefretini kazanırsın.
18 Başkasına karşı yalancı tanıklık eden
Topuz, kılıç ya da sivri ok gibidir.
19 Sıkıntılı günde haine güvenmek,
Çürük dişe ya da sakat ayağa güvenmek gibidir.
20 Dertli kişiye ezgi söylemek,
Soğuk günde giysilerini üzerinden almaya,
Ya da sodaya sirke katmaya benzer.
21 Düşmanın acıkmışsa doyur,
Susamışsa su ver.
22 Bunu yapmakla onu utanca boğarsın
Ve RAB seni ödüllendirir.
23 Kuzeyden esen rüzgar nasıl yağmur getirirse,
İftiracı dil de öfkeli bakışlara yol açar.
24 Kavgacı kadınla aynı evde oturmaktansa,
Damın köşesinde oturmak yeğdir.
25 Susamış kişi için soğuk su neyse,
Uzak ülkeden gelen iyi haber de öyledir.
26 Kötünün önünde pes eden doğru kişi,
Suyu bulanmış pınar, kirlenmiş kuyu gibidir.
27 Fazla bal yemek iyi değildir;
Hep yüceltilmeyi beklemek de...
28 Kendini denetleyemeyen kişi
Yıkılmış sursuz kent gibidir.
26:1 Yaz ortasında kar, hasatta yağmur uygun olmadığı gibi,
Akılsıza da onur yakışmaz.
2 Öteye beriye uçuşan serçe
Ve kırlangıç gibi,
Hak edilmemiş lanet de tutmaz.
3 Ata kırbaç, eşeğe gem,
Akılsızın sırtına da değnek gerek.
4 Akılsıza ahmaklığına göre karşılık verme,
Yoksa sen de onun düzeyine inersin.
5 Akılsıza ahmaklığına uygun karşılık ver,
Yoksa kendini bilge sanır.
6 Akılsızın eliyle haber gönderen,
Kendi ayaklarını kesen biri gibi,
Kendine zarar verir.
7 Akılsızın ağzında özdeyiş,
Kötürümün sarkan bacakları gibidir.
8 Akılsızı onurlandırmak,
Taşı sapana bağlamak gibidir.
9 Sarhoşun elindeki dikenli dal ne ise,
Akılsızın ağzında özdeyiş de odur.
10 Oklarını gelişigüzel fırlatan okçu neyse,
Yoldan geçen akılsızı ya da sarhoşu ücretle tutan da öyledir.
11 Ahmaklığını tekrarlayan akılsız,
Kusmuğuna dönen köpek gibidir.
12 Kendini bilge gören birini tanıyor musun?
Akılsız bile ondan daha umut vericidir.
13 Tembel, ‹‹Yolda aslan var,
Sokaklarda aslan dolaşıyor›› der.
14 Menteşeleri üzerinde dönen kapı gibi,
Tembel de yatağında döner durur.
15 Tembel elini sahana daldırır,
Yeniden ağzına götürmeye üşenir.
16 Tembel kendini,
Akıllıca yanıt veren yedi kişiden daha bilge sanır.
17 Kendini ilgilendirmeyen bir kavgaya bulaşan kişi,
Yoldan geçen köpeği kulaklarından tutana benzer.
18 Ateşli ve öldürücü oklar savuran bir deli neyse,
Komşusunu aldatıp, ‹‹Şaka yapıyordum››
Diyen de öyledir.
20 Odun bitince ateş söner,
Dedikoducu yok olunca kavga diner.
21 Kor için kömür, ateş için odun neyse,
Çekişmeyi alevlendirmek için kavgacı da öyledir.
22 Dedikodu tatlı lokma gibidir,
İnsanın ta içine işler.
23 Okşayıcı dudaklarla kötü yürek,
Sırlanmış toprak kaba benzer.
24 Yüreği nefret dolu kişi sözleriyle niyetini gizlemeye çalışır,
Ama içi hile doludur.
25 Güzel sözlerine kanma,
Çünkü yüreğinde yedi iğrenç şey vardır.
26 Nefretini hileyle örtse bile,
Kötülüğü toplumun önünde ortaya çıkar.
27 Başkasının kuyusunu kazan içine kendi düşer,
Taşı yuvarlayan altında kalır.
28 Yalancı dil incittiği kişilerden nefret eder,
Yaltaklanan ağızdan yıkım gelir.
27:1 Yarınla övünme,
Çünkü ne getireceğini bilemezsin.
2 Seni kendi ağzın değil, başkaları övsün,
Kendi dudakların değil, yabancı övsün.
3 Taş ağırdır, kum bir yüktür,
Ama ahmağın kışkırtması ikisinden de ağırdır.
4 Öfke zalim, hiddet azgındır,
Ama kıskançlığa kim dayanabilir?
5 Açık bir azar,
Gizli tutulan sevgiden iyidir.
6 Düşmanın öpücükleri aldatıcıdır,
Ama dostun seni iyiliğin için yaralar.
7 Tok insanın canı balı bile çekmez,
Aç kişiye en acı şey tatlı gelir.
8 Yuvasından uzak kalan kuş nasılsa,
Yurdundan uzak kalan insan da öyledir.
9 Güzel koku ve buhur canı ferahlatır,
Dostun verdiği öğüt insana tatlı gelir.
10 Kendi dostunu da babanın dostunu da bırakma
Ve felakete uğradığın gün kardeşinin evine gitme;
Yakın komşun uzaktaki kardeşten yeğdir.
11 Oğlum, bilgece davran ki yüreğim sevinsin,
Beni ayıplayana yanıt vereyim.
12 İhtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır,
Bönse öne atılır ve zarar görür.
13 Tanımadığı birine kefil olanın giysisini al;
Bir yabancı için yapıyorsa bunu,
Giysisini rehin tut.
14 Sabah sabah komşuya verilen gürültülü bir selam
Küfür sayılır.
15 Kavgacı kadının dırdırı
Yağmurlu günde damlaların dinmeyen sesi gibidir.
16 Böyle bir kadını dizginlemeye kalkmak,
Rüzgarı ya da yağı avuçta tutmaya çalışmak gibidir.
17 Demir demiri biler,
İnsan da insanı...
18 İncir ağacını budayan meyvesini yer,
Efendisine hizmet eden onurlandırılır.
19 Su görüntümüzü nasıl yansıtıyorsa,
Yürek de insanın içini yansıtır.
20 Ölüm ve yıkım diyarı insana doymaz,
İnsanın gözü de hiç doymaz.
21 Altın ocakta, gümüş potada sınanır,
İnsansa aldığı övgüyle sınanır.
22 Ahmağı buğdayla birlikte dibekte tokmakla dövsen bile,
Ahmaklığından kurtulmaz.
23 Davarına iyi bak,
Sığırlarına dikkat et.
24 Çünkü zenginlik kalıcı değildir
Ve taç kuşaktan kuşağa geçmez.
25 Çayır biçilince, yeni çimen çıkınca,
Dağlardaki otlar toplanınca,
26 Kuzular seni giydirir,
Tekeler tarlanın bedeli olur.
27 Keçilerin sütü yalnız seni değil,
Ev halkını, hizmetçilerini de doyurmaya yeter.